Home, News, Office

Haworth ile Ofisinizi Geleceğe Taşıyın: Sürdürülebilirlik ve Döngüsel Tasarımın İzinde

Ofislerimiz, hayatımızın büyük bir kısmının geçtiği ikinci evlerimiz. Peki bu alanları tasarlarken sadece estetiği ve konforu değil, aynı zamanda dünyanın geleceğini de düşünüyor muyuz? 1948 yılında ABD’de kurulan Haworth, bugün 150’den fazla ülkede faaliyet gösteren, yaratıcı ve işlevsel ofis mobilyalarıyla tanınan köklü bir aile şirketi. Haworth’ü farklı kılan, yalnızca ikonik tasarımları değil, sürdürülebilir bir gelecek için attığı adımlar.

Okyanusları Temizleyen Tasarım: Oceanic Kumaşlar

Sürdürülebilirliğin en önemli adımlarından biri, atığı kaynağa dönüştürmektir. Haworth da uzun süredir çözüm ortağı olan Camira Fabrics ile bu düşünceyi somutlaştırarak okyanus atıklarını tekstile dönüştüren “Oceanic” serisini geliştirdi. Bu yenilikçi kumaş, okyanuslardan toplanan plastik şişe ve diğer atıkların, yüksek kaliteli SEAQUAL® YARN ipliğe dönüştürülmesi ile üretiliyor.
Her dört metre kumaş, yaklaşık 1 kilogram deniz atığını geri dönüştürülmesiyle oluşuyor; üretilen her bir metre iplik ise 26 plastik şişeye eşdeğer atığı yeniden kullanıma kazandırıyor. Bu kumaş, koltuk döşemelerinden toplantı odası tekstillerine kadar geniş bir kullanım alanına sahip.

Haworth ile Sürdürülebilirlik

Haworth’ün 2025 NeoCon fuarındaki sergisi, markanın sürdürülebilirlik yaklaşımını farklı ürünler ile göstererek geleceğin ofislerinin nasıl olacağına dair ipuçları verdi.

● Fern Chair – Sektörde bir ilk olan kapalı devre üretim sürecine sahip Fern, kullanılan siyah parçaların sürekli geri dönüştürülüp yeniden kullanılabildiği bir sistemle üretiliyor. Bu da karbon ayak izini önemli ölçüde azaltıyor. Oceanic kumaşlar ile tamamlandığında ergonomi ve sürdürülebilirlik bir bütün haline geliyor.

● Alder Lounge Table – Ünlü tasarımcı Patricia Urquiola tasarımı olan bu masalar, doğanın sunduğu çözümlerin bir kanıtı niteliğinde. Kahve ve ahşap atıkları ile şeker kamışından üretilen biyobozunur plastikler ile üretilen Alder, zarif ve sürdürülebilir bir alternatif sunuyor.

● Breck Chair – Haworth’ün seçkisindeki en sürdürülebilir ürün olan Breck, %50’nin üzerinde geri dönüştürülmüş içerikten üretilerek ve yalnızca 60 kg CO₂e ile en düşük karbon ayak izine sahip.

Haworth Fern Knit ve Sıfır Atıklı 3D Örme Teknolojisi

Tasarımda sürdürülebilirlik denildiğinde akla ilk gelen, genellikle geri dönüştürülmüş malzemeler oluyor. Ancak Haworth’ün Fern Knit Chair tasarımı, bize sürdürülebilirliğin üretim sürecinin kendisinde başlayabileceğini gösteriyor. 3D örme teknolojisiyle sürdürülebilir üretimde çok değerli bir yer tutuyor. Geleneksel olarak bir koltuk üretmek için, önce düz kumaş dokunur, sonra bu kumaş sandalyenin karmaşık formuna göre kesilir, biçilir ve dikilir. Bu “kes ve biç” yöntemi, ciddi oranda kumaş artığı anlamına gelir. Haworth ise bu mantığı baştan aşağı değiştiriyor.

3D örme tekniğinde sanki bir yazıcıya belge gönderir gibi, sandalyenin üç boyutlu modeli bir örme makinesine gönderiliyor. Makine, tek bir iplik yumağından, sandalyenin sırt ve oturma yüzeyini tek işlemde ve tek parça halinde, tam olarak son haliyle örüyor. Dikiş yok. Eklem yok. Sadece ürüne uygun, bütünleşik bir form ve özgün dokular yaratılıyor bu teknik ile..Bu teknoloji sadece şekil vermekle kalmıyor, aynı zamanda programlanmış bir konfor sunuyor. Makine, oturma yüzeyinin farklı bölgelerini farklı şekillerde örebiliyor. Kenarlar daha sıkı ve destekleyici, orta kısımlar ise daha esnek ve nefes alabilir bir yapıda. Bu sayede vücudunuza mükemmel uyum sağlayan, belinizi saran ve hava dolaşımına izin veren bir koltuk deneyimi yaratılıyor.

Mobilyalara “İkinci Bir Hayat”

Haworth, yalnızca ürünlerinde değil; işleyiş biçimlerinde de döngüsel ekonomiyi odağına alıyor. Şirket, “al-yap-sat” modelinden, “yeniden kullan-onar-geri dönüştür” modeline geçerek döngüsel ekonomiye olan bakış açısını destekliyor.

Bernardo Silva’nın da dediği gibi:

“Döngüsellik sadece önemli değil, aynı zamanda kaçınılmazdır… er ya da geç kaynaklarımızı yeniden kullanmak zorunda kalacağız. / Circularity is not only important, but inevitable… sooner or later, we will have to reuse our resources.”
— Bernardo Silva, Haworth International Finance

Bernardo Silva’nın liderliğinde yürütülen “second life initiatives” programları, eski Haworth mobilyaların yenilenip tekrar kullanıma kazandırılmasını sağlıyor. Örneğin Fransa’da Label Emmaus ile yapılan iş birliği, kullanılmış Zody koltuklarının yenilenmesini amaçlıyor. Bu süreç yalnızca atıkları azaltmıyor, aynı zamanda iş gücü piyasasından uzak kalmış bireylere istihdam sağlayarak sosyal sürdürülebilirliğe katkıda bulunuyor. Yenilenen her Zody koltuğu, ortalama 2,5 saatlik sosyal istihdam yaratıyor.

Sürdürülebilir İş Kültürü

Haworth için sürdürülebilirlik yalnızca çevreyle sınırlı kalmıyor, insan odaklı ve kapsayıcı bir iş kültürü yaratmak da işin önemli bir parçası. Nöroçeşitli çalışanlara uygun koşullar sağlamak, onların potansiyellerini açığa çıkarırken aynı zamanda iş gücünün dayanıklılığını da artırıyor. Yani, duyusal ihtiyaçlar gözetilerek tasarlanmış bir işyeri, hem bireylerin iyiliğini hem de kurumların uzun vadeli başarısını sürdürülebilir kılıyor.

Haworth da bu bilinçle hareket eden markalardan biri. İnsanların farklılıklarını bir zenginlik olarak gören Haworth, çalışma alanlarını hem fiziksel hem de duygusal açıdan kapsayıcı kılmaya odaklanıyor. Böylece yalnızca estetik ve işlevsel mobilyalar üretmekle kalmıyor, aynı zamanda daha sağlıklı, daha dayanıklı ve gerçekten sürdürülebilir iş kültürlerinin oluşmasına da katkıda bulunuyor.

Sonuç: Gelecek Döngüsel

Haworth’ün yaklaşımı, sürdürülebilirliği yalnızca bir “ürün özelliği “olarak değil; aynı zamanda toplumsal, çevresel ve operasyonel boyutları kapsayan bir vizyon. Okyanus atıklarından lüks kumaşlara, kapalı devre üretimden ikinci hayat programlarına kadar attığı her adım, “Gelecek Döngüseldir / The future is circular.” mottosunun bir kanıtı niteliğinde.